01:59

arkadaşım, canım benim!


Arkadaşlık, bildiğiniz üzere çok ehemmiyetli bir konu. Amma velakin bizimkilerde biraz farklı. Didem'in arkadaşı, aynı zamanda kan kardeşi, aynı zamanda da sevgili adayı, oyunlarda ise koca adayı, bazen de can düşmanı esas oğlan. Aslında esas oğlan pek yaramaz, pek bir sevimlidir. Çok sevdiğim komşumun oğlusu. Benim kız ise onsuz pek gün geçirmez. Ona özel planlar yapar, esas oğlanı bir şekilde planlarına alet eder. Önce oyalar, sonra avutur. sonra da esas oğlanın canını sıkar. Ondan sonrası ise tam bir beyazperde! Didem'in gözyaşları içinde ona balkondan yalvarması. Romeo & Juliet misali, Bahçeden yukarıya bakar, O da güzel kızın gözyaşlarına dayanamaz. Yani oltaya takılır. Kız ise saniye de gözyaşlarını silerek yeni oyunlar, yeni seneryolar planlar. Tabi ki esas oğlan yine kurban, yine figuran. Bu sahne her gün 3 yada 5 kere tekrarlanır... Arkadaşlık işte, küçükken bile güzel, küçük hayatlarda bile farklı bir tarz. İnsan hayatta arkadaşlarıyla paylaştığı çayı, hüznü, bir lokma ekmeği, tatlı muhabbeti hangi parayla sağlayabilir ki! Dara düştüğünde dayadığı başını, Sevinçten attığın çığlıkları duysun diye telefona sarılmayı ne sağlar bu hayatta. Şu blog bile arkadaşa olan ihtiyaçtan değilmi, Tüm güzel arkadaşlıkların devam etmesi dileğiyle...

0 yorum: